Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 

Peygamberler Şehri ŞanlıUrfa Ülkü Ocağı Forum Sitesine Hoşgeldiniz.

Ocak Başkanımız Sayın; Mehmet Arpacı'ya Görevinde başarılar dileriz. Allah (c.c) yardımcısı olsun...


 

 Azerbaycan Cumhuriyeti

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DOĞANBEY
Yönetici
Yönetici
DOĞANBEY


Mesaj Sayısı : 175
Kayıt tarihi : 19/11/09
Yaş : 35
Nerden : Ş.Urfa

Azerbaycan Cumhuriyeti Empty
MesajKonu: Azerbaycan Cumhuriyeti   Azerbaycan Cumhuriyeti EmptyCuma Kas. 20, 2009 11:55 am

Azerbaycan Cumhuriyeti Azerbaycan_1721






Resmi adı: Azerbaycan Cumhuriyeti

Yönetim Biçimi: Cumhuriyet

Resmi Dil: Azeri Dili

Başkenti: Bakü (Nüfus: 2.100.000)

Yüzölçümü: 86.600 km2

Önemli Şehirleri: Gence, Sumgayıt, Mingeçevir, Alibayramlı, Şeki, Lenkeran

Coğrafi Koordinatları: Ülke 44° ve 52° doğu boylamında, 38° ve 42° kuzey enleminde yer almaktadır. Bakü 40° paralelin uzerindedir. Bakü'den Kuzey Kutbuna olan mesafe 5.550 km ve Ekvatora olan mesafe is? 4.440 km.'dir.

Komşuları ve Sınırlarının Uzunluğu: Batıda Ermenistan (1007 km), güneybatıda Türkiye (13 km), kuzeybatıda Gürcistan (480 km), güneyde İran (756 km), kuzeyde Rusya Federasyonu (390 km) ve doğusunda Hazar Denizi (713 km). Sınırlarının toplam uzunluğu 3600 km'dir.


Para Birimi: Manat

Önemli Nehirleri: Kür, Aras, Alazani, Samur, Terter, Kanık, Genceçay ve Beylegan

Önemli Gölleri: Dünyanın en büyük gölü Hazar Denizi (Yüzölçümü 400.000 km2, derinliği 1025 m), Sarısu, Ağgöl, Ağzıbirçala, Mehman, Büyükşor, Hacıkabul.

İklimi: Kuru ve subtropikal karakterdedir. Kuzey bölgesinde kuru karasal iklim hakimdir.

Yeraltı kaynakları: Petrol, doğal gaz, kurşun, çinko, bakır, demir cevheri, barıt, kobalt, arsenik, mermer, kireç taşı, siyanit, maden tuzu ve kayatuzu.

Temel Tarımsal Ürünleri: Üzüm, pamuk, tütün, çay, sebze ve meyve

Temel Sanayi Dalları: Petrol , sondaj makinaları üretimi, petro-kimyasallar, yiyecek ve içecek, tekstil, elektronik ve metal işleme.

Demografik Göstergeler

Nüfus (1999)

Toplam: 8.016.200

Kadınlar: 4.080.200

Erkekler: 3.936.000

Kent Nüfusu (%): 52

Kırsal Kesim Nüfusu: 48

Nüfus Artış Hızı (1999, %): 0,8

Nüfus Yoğunluğu (1999, Kişi/km2): 92

Nüfusun Kompozisyonu (%)
Azeri: 90

Diğer (Rus, Talış, Lezgi, Yahudi): 10

Nüfusun Özellikleri
Ortalama Yaşam Süresi (yıl): 71,3

Erkeklerde: 67,5

Kadınlarda: 74,6

Bebek Ölüm oranı (1000 doğumda) (1997): 19,6

İşsizlik Göstergeleri (1999)
Toplam İşsiz Sayısı: 45.211

Kadınlar: 25.589

Erkekler: 19.622

İşsizlerin toplam çalışabilir nüfusa oranı (%): 1.20

Eğitim (1999)

Okur Yazarlık Oranı: %97,3

Sağlık (1999)

Doktor Sayısı: 28.500

Diş Hekimi Sayısı: 2.280

Sağlık Personeli: 60.300

Hastane Sayısı: 740

Poliklinik Sayısı: 1.610

Eczane Sayısı: 1.390

Bir Hekime Düşen Hasta Sayısı: 277

Politik Yapı

Devlet Başkanı: İlham Aliyev,15 Ekim 2003 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Azerbaycan Cümhuriyyeti?nin Cümhurbaşkanı seçildi. Seçimlere katılan halkın yüzde 76?sından fazlası Sayın İlham Aliyev?e oy verdi. 31 Ekim 2003 yılında görevine başladı.

Milli Meclis: 100'ü tek adaylı seçim bölgelerinden seçilen, 25'i ise parti listesinden gelen 125 üyeden oluşan Milli Meclis.

Azerbaycan Cumhuriyeti 12 K?sım 1995 tarihinde referandum yoluyla kabul edilmiş olan Anayasa ile idare edilmektedir. Anayasa'ya göre; Azerbaycan Devleti demokratik, laik ve üniter bir Cumhuriyettir. Kuvvetler ayrılığı prensibi benimsenmiştir. Yasamayetkisi Milli Meclis'e, icra yetkisi Cumhurbaşkanına, yargı yetkisi de mahkemelere aittir. Cumhurbaşkanı hem devletin hem de icranın başıdır ve "Ferman" adı verilen hukuki kararlar verme yetkisine sahiptir.


İdari Yapı

Azerbaycan Cumhuriyeti "Rayon" adı verilen idari bölgelere ayrılmıştır ve 59 rayon (bölge), 11 şehir ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nden oluşmaktadır. Baku ve Gen?? kendilerine bağlı Rayonları bulunması sebebiyle Büyükşehir olarak tanımlanmaktadir. Rayonların yürutme yetkileri munhasıran Cumhurbaşkanı tarafından atan?n "İcra Hakimleri" (İcra ??şçısı) tarafından kullanılmaktadır. 12 Aralık 1999 tarihinde, ilk yerel seçimler ???ılmış ve İcra Hakimiyeti sistemi ile birlikte belediye sisteminin de uygulamasına geçilmiştir.

Resmi Tatil Günleri

1 Ocak : Yeni yıl
20 Ocak : Şehitleri anmaGünü
8 Mart : Uluslararası Kadınlar Günü
(1 Gün) : Ramazan Bayramı
21 Mart : Nevruz Bayramı
(1 Gün) : Kurban Bayramı
28 Mayıs : Cumhuriyet Bayramı
15 Haziran : Azerbaycan Halkının Kurtuluş Günü
26 Haziran : Silahlı Kuvvetler Günü
18 Ekim : Devlet Bağımsızlık Günü
12 Kasım : Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasa Günü
17 Kasım : Milli Uyanış (Ulusal Diriliş) Günü
31 Aralık : Dünya Azerbaycanlılarının Birlik Günü


En son DOĞANBEY tarafından Cuma Kas. 20, 2009 11:58 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sanlıurfaocak.hareketforum.com
DOĞANBEY
Yönetici
Yönetici
DOĞANBEY


Mesaj Sayısı : 175
Kayıt tarihi : 19/11/09
Yaş : 35
Nerden : Ş.Urfa

Azerbaycan Cumhuriyeti Empty
MesajKonu: Cografi Bilgiler   Azerbaycan Cumhuriyeti EmptyCuma Kas. 20, 2009 11:55 am

Dünyadaki mevcut 11 iklim tipinden 9'unun hüküm sürdüğü Azerbaycan'da iklim oldukça muhteliftir. Bu durumun bölgenin zengin doğal kaynaklarındaki etkisi büyüktür. Türkiye'nin iklim özelliklerini taşıyan Azerbaycan'da iklim oldukça muhteliftir. Bu durumun bölgenin zengin doğ al kaynaklarındaki etkisi büyüktür. Türkiye'nin iklim özelliklerini taşı yan Azerbaycan'da iklim başlıca 3 amilin etkisi altındad ır. Bunlardan birisi Büyük Kafkas dağlarının kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin tesiri altında kalması diğeri Küçük Kafkas dağlarının güneyden gelen sıcak hava akı mlarını n tesiri altında kalması ve 825 km'lik sahil ş eridiyle bölgenin yanıbaşında bulunan Hazar Denizi'nin bölge iklimi üzerindeki tesirleridir. Bölgenin en rutubetli ve yağış alan yeri Talu dağları ile Lenekran ovalığı (1600-1800mm) en kurak bölgesi ise Apşeron yarımadasının güneybatı kısmıdır.

Orta yükseklikte bir ülke olan Azerbaycan'ı n ortalama yüksekliği 657 m'dir. Ülkelerin en yüksek dağları olan Bazardüzü ve Tufandağ'in zirveleri 4197-4489 metreye ulaşmaktadır.

371.000 km²lik bir alanı kapsayan ve 75000 m³lük bir hacime sahip olan Hazar Gölü ülkenin direkt sınırlarının bulunduğu tek denizdir. Volga, Ural, Kür, Aras, Terek, Samur, Sulak gibi birçok nehrin sularını döktüğü yer olan bu göle hacmi büyük olduğu için Deniz de denilmektedir. Hazar' ın kuzeyden güneye ortalama uzunluğu 1200 km, eni ise ortalama 300 km' dir. Denizin ortalama derinliği 180 m en derin yeri 1020 m, en sığ yeri ise 5 m. civarındadır.

Bir zamanlar Osmanlı sultanının yapmayı planlayıpta gerçekleştirmesi Türklere nasip olmayan Volga nehri ile Don nehri arasında yapılan kanal bağlantı sıyla Hazar Denizinin dünya denizleriyle olan bağlantısı sağlanmıştır. Çok zengin petrol yataklarına sahip olan Hazar Denizinden Azerbaycan'ın toplam Petrol hasılatının 2/3'ü temin edilmektedir. Hazar Denizi petrolün yanında oldukça zengin balık ve hayvan çeşidine de sahiptir. Cumhuriyet topraklarında 8359'dan çok akarsu ve 250 kadar da göl mevcuttur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sanlıurfaocak.hareketforum.com
DOĞANBEY
Yönetici
Yönetici
DOĞANBEY


Mesaj Sayısı : 175
Kayıt tarihi : 19/11/09
Yaş : 35
Nerden : Ş.Urfa

Azerbaycan Cumhuriyeti Empty
MesajKonu: İkdisat   Azerbaycan Cumhuriyeti EmptyCuma Kas. 20, 2009 11:56 am

Şimdiye kadar topraklarında çıkarılan yaklaşık 1 milyar 300 milyon ton petrol bir yana, bugün topraklarından çıkan petrol, doğal gaz, demir, bakır, molibden, alüminyum, krom, alunit, barit, tuz, litoğraf taşı, mermer, polimetal filizleri vs. gibi madenler , pamuk, üzüm, çay, zeytin, meyve-sebze ve turunçgiller gibi tarım ürünleri, petrol ürünleri, kimyasal ürünler, kostik soda, sentetik katran, sondaj aletleri, klimalar, petrol arama makineleri vs. gibi sanayi ürünleri, turizm imkanları ve diğer tüm zenginlikleri ile bakır bir saha olan Azerbaycan'da yabancı yatırım için oldukca büyük ve elverişli imkanlar mevcuttur.

Apşeron İktisadi Bölgesi, önmeli sanayi, nakliyat, ticaret, ilim ve basin-yayin merkezi olan bölge cumhuriyet arazisinin %7'sini, nüfusun ise %32,4'üne sahiptir. Ülkenin elektrik üretiminin yarısını, yakıt ihtiyacının %90'ini karşı lamaktadır. Petrol ve gaz üretiminin taman ına yakın ınını demir ve elvanı n %67 ile %87'sini makina ve metal ürünlerinin %90'ini, meşe, ağaç imali ve selüloz kağıt sanayısı ürünlerinin %70'ini hafif sanayi ve gıda sanayisinin %23-45'ini karşı lar. Tüm sanayi kuruluşlarının %40'i ve sanayi kesiminde çal ışanları n %65'i bu bölgede bulunur.

Dünyadaki mevcut 11 iklim tipinden 9'unun hüküm sürdüğü Azerbaycan'da iklim oldukça muhteliftir. Bölge toprakları üzerinde aynı anda dört mevsimin özellikleri görülmesi bölge tarimini olumlu yönde etkilediği gibi doğal zenginliklerin çeşitlenmesinde de etken olmuştur.

Tarım ve Hayvancılık: Azerbaycan ekonomisi içerisinde tarımın önemli bir yeri vardır. Ülkede üretilen ürünlerin %98'i tüketilmektedir. Cumhuriyet eski SSCB içerisindeki cumhuriyetler arası ihtilaslaşmış sahalarda; pamuk, üzüm, sebzecilik ve turfanda sebze, tütün, çay ve diğer subtoprik bitkisel ürünler üzere ihtisaslaşmıştır. Ayrıca tarımsal üretimi içerisinde tahilcilik, hayvancılık ve diğer bazı ürünler üzerinde önemli üretim potansiyeline sahiptir.

Azerbaycan dağılan SSCB içerisinde Özbekistan'dan sonra ikinci büyük pamuk üreticisi , Gürcistan'dan sonra ise ikinci büyük rutubetli subtropik bitkilerin üretiminin yapıldığı yerdir. Yine Azerbaycan eski SSCB içerisinde en büyük üzüm ve turfanda sebze yetiştirilen bölgedir. Tüm sovyet cumhuriyetlerinde üretilen tarım ürünlerinin %5.6'sini üreten Azerbaycan eski SSCB'de üretilen pamuğun 1/10'unu , üzümün 1 /4 ¥şil çay yaprağının %6.9'unu ve toplam meyve üretimini ise %4.8'ini karşılamaktayd ı. Ancak bütün bunların mukabilinde Azerbaycan'da yaşayan halkın ürettiği bu ürünlerin tüketimini de diğer cumhuriyetlerle karşılaştığımızda onların çok gerisinde kaldığı görülür.

Cumhuriyetin 86.600 km² olan toplam toprak sahalarının 6666 bin hektari (%75) tarımın yapılabileceği sahalar olup bunun 1.406.300 hektarını ekim yapılmış sahalar oluşturmaktadır. Ekilen arazinin ürün çeşidine göre dağılımı ise şöyledir: Hububat ürünleri 546.0 hektar, endüstriyel ürünler 327.700 hektar, patates, kavun, karpuz, sebze ve su kabağı 71.500 hektar, besleyici ürünler 546.400 hektar ve sulu tarımın yapıldığı alanlar ise 1.367.100 hektardır.

Sulanabilir arazilerin büyük kı smını n sadece pamuk ekimine ayrılması ve ekimin teknik şartlarına ( gübreleme, ilaçlama vs.) gerekli özenin gösterilmemesi sonucunda toprakların çoraklaşmasına ve ekolojik dengenin bozulmasına sebep olmuştur ki bununda sonucunda nölümcül hastalıklar , sakat ve ölü doğumlar, çocuk ölümleri ve erken yaşta ölümler çoğalmıştır.

Pamuk üretimi Azerbaycan'ın teknolojik kapasitesine göre kendi ihtiyacının çok çok üzerindedir. 1991 yılından itibaren pamuk ekim sahası 1988 yılına nisbeten 30 bin hekat azaltı larak 250 bin hektara indirilmek , pamuk üretimi ise 500 bin tonla sabitleştirilmek istemektedir. Pamuk ekimi yapılmayacak 50 bin hektar toprak ise ihtiyaca göre tahil, yem bitkiler, sebze ve patates ekimi sahası yapılacaktır.

Bugün Azerbaycan çok ihraç edip az ithal eden yegane cumhuriyetlerden birisidir. Ancak Azerbaycan son ürün değil de hammadde ihraç ettiği için ihraç geliri potansiyeline oranla çok düşü k kalmaktadır.

Cumhuriyette üretilen pamuğun hepsi, tahilin, üzümün 2/3'ünden çoğu , bostan ürünlerinin, meyvelerinin 9/10'undan çoğu sulanabilir toprakların payı na düşmektedir ve bu sulanabılır toprakların çoğundan y ılda 3 defa ürün alma imkanı vardır. Cumhuriyet tarı mcılığında kimyevi gübrelerden geniş ölçüde faydalanılmaktadır.

Sanayi Madencilik Enerji: Azerbeycan'da sanayisinin sektörel tahlili yapılırken Azerbaycan sanayisinin sektörel dağılıminin Türkiye'ninkinden daha doğ rusu pazar ekonomisi sistemini uygulayan ülkelerinkinden farklı olduğu unutulmamalıdır.

Başlıca ; ağır sanayi ( yakıt-enerji, metalurji, makine imal,kimya, orman ürünleri, yapı malzemeleri, sanayi vb.), hafif sanayi ( dokumacı lık, dikiş , deri, kürk, kundura sanayi vb.) ve gıda sanayisi olmak üzere 3 ana kısma ayrılan Azerbeycan sanayisinin % 48-49'unu ağır sanayi, %19-20'sini hafif sanayi ve %30'unu da gıda sanayisi oluşturmaktadır. Ancak Azerbeycan sanayisinin yaklaşık yarısını ağır sanayi oluşturduğu halde bu ağı r sanyi sahalarında ara mal ve yarı maül malları üretilmektedir.

Ülkede ağır sanayinin temelini petrol sanayisi oluşturmaktadır. Cumhuriyetin en önemli gelir kaynaklarından biri olan petrol ve gaz rezerveleri cumhuriyet arazisinin %70'inde bulunmaktadır. Azerbaycan'da iş letilen yaklaşık 70 petrol yatağının 50 tanesi karada geri kalanıda denizdedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sanlıurfaocak.hareketforum.com
DOĞANBEY
Yönetici
Yönetici
DOĞANBEY


Mesaj Sayısı : 175
Kayıt tarihi : 19/11/09
Yaş : 35
Nerden : Ş.Urfa

Azerbaycan Cumhuriyeti Empty
MesajKonu: Nusuf Yapısı   Azerbaycan Cumhuriyeti EmptyCuma Kas. 20, 2009 11:56 am

Türkiye gibi genç nüfus ağırlıklı bir nüfus yapısı olan Azerbaycan'ı n toplam nüfusu 7.800.000 kişidir. Türkiye'de bas ında hep yapı lan yanlışlığın aksine ülke nüfusun % 90'i Türktür. Azerbaycan'da en büyük etnik gurubu %3,9 Ruslar almaktadır. Ruslardan sonra ikinci etnik gurubu %1,1 ile Ermeniler teşkil etmektedir. Ancak şu an sıcak bir çatışmaya dönen Ermeni tecavüzkarlığı sonucu bu nüfusun daha da azaldığını tahmin etmekteyiz. Bundan baş ka %3 oranında Lezgi ve Avarlar ile Dağıstan etnik gurubu da Azerbaycan'da yaşamaktadır. Yahudiler, Ukraynalı lar ve Gürcüler ile diğer azınlı klar da nüfusun toplam %1 ini oluşturmaktadırlar. Yine son zamanlarda Rusların Rusya Federasyonuna, Yahudilerin de İsrail'e ve Avrupa'ya göç etmeye başlamasıyla bu azınlığın giderek azaldığı na tanık olmaktayız.

Ülkede doğum oranı %26,9 ve nüfus artış hızı da %2.2'dir. Yanlış sanayileşme politikları sanayisinde ülkede meydana gelen çevre kirliliğ i yüzünden çocuk ölümleri çok yüksektir. Ülkede doğan her dört çocuktan birisi ya ölü ya da sakat doğmaktadir. Ortalama ömrün 69.9 olduğu Azerbaycan'da erkek nüfusun yaş ortalaması 65.7 kadın nüfusun ise 73.5 tir Asrımızın ilk yarısında Azerbaycan'da her 1000 erkeğe karşı 855 kadın yaşarken 1979 yılı istatistiklerine göre her 948 erkeğe 1000 kadın ve 1989 y ılında her 952 erkeğe karşın 1000 kadın yaşamaktaydı. Bugün Cumhuriyet nüfusunun % 49'unu erkekler, % 51'ini ise kadınlar oluşturmaktadır.

Ülkede çalışabilir nüfus sayısı 10 Ocak 1990 yılı itibarıyla 3.9 milyon kişi civarinda olmasına karşılık çalışma hayatında bunların ancak 2.513.400 kişisi i şle temin edilebilmiştir. Çalışabilir nüfusun 1.5 milyondan fazla bir kısmı çalışmamaktadır. Yani işsizdir. Bu nüfusun 1/3' ünü kadınlar oluşturmaktadır.

Azerbaycan 7.800 bin nüfuslu bir ülkedir. Onun nüfusunun %54'ü şehirlerde %46'si ise köylerde yaşamaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sanlıurfaocak.hareketforum.com
DOĞANBEY
Yönetici
Yönetici
DOĞANBEY


Mesaj Sayısı : 175
Kayıt tarihi : 19/11/09
Yaş : 35
Nerden : Ş.Urfa

Azerbaycan Cumhuriyeti Empty
MesajKonu: Mili Marşı   Azerbaycan Cumhuriyeti EmptyCuma Kas. 20, 2009 11:57 am

AZERBAYCAN MİLLİ MARŞI

Azerbaycan! Azerbaycan!
Ey kahraman evladın, şanlı vatanı!
Senden ötürü can vermeye cümle hazırız!
Senden ötürü kan dökmeye cümle hazırız!

Üç
Binlerle can kurban oldu!
Sinen harabe meydan oldu!
Hukukundan kaçan asker,
Hara bir kahraman oldu.

Sen olasın gülistan,
Sana her an can kurban.!
Sana bin bir muhabbet,
Sinende tutmuş mekan!
Namusunu hıfz etmeye,

Bayrağını yükseltmeye,
Cümle gençler müştaktır!
Şanlı vatan! Şanlı Vatan!
Azerbaycan! Azerbaycan!

Söz: Üzeyir Hacıbeyov
Müzik: Ahmed Cevad
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sanlıurfaocak.hareketforum.com
DOĞANBEY
Yönetici
Yönetici
DOĞANBEY


Mesaj Sayısı : 175
Kayıt tarihi : 19/11/09
Yaş : 35
Nerden : Ş.Urfa

Azerbaycan Cumhuriyeti Empty
MesajKonu: Guney Azerbeycan   Azerbaycan Cumhuriyeti EmptyCuma Kas. 20, 2009 11:57 am

Güney Azerbaycan,Azerbaycan Türkleri'nin büyük çoğunluğunun yaşadığı 107.000 km² 'lik bir bölgedir. Tebriz, Erdebil, Hoy, Urmiye, Selmas-makü, Meraga, Astara, Culfa, Merend, Halhal, Soğukbulak gibi şehir ve kasabalar Azerbaycan Türkleri'nin yaşadığı yerlerdir.

I. ve II. Dünya Savaşı yıllarında Güney Azerbaycan Türkleri iki defa bağımsızlıklarını ilan ederek milli ordu kurma, toprak reformu, kültür işlerinin Türkleştirilmesi yolunda büyük çabalar harcamışlar, ancak İngiliz, Rus ve İran etkileri sebebiyle sonuç alamamışlardır.

1978-1979'da yaşanan rejim değişikliği de Azerbaycan Türkleri'nin çaba ve mücadeleleri ile gerçekleşmiş, fakat devrim öncesinde Türklere vaat edilenler daha sonra büyük ölçüde unutulmuştur. 1979 Anayasası'nın açıklanmasıyla birlikte Türklere fazla bir hak verilmediği ortaya çıkmış, bunun üzerine Türk nüfusunun %80'i anayasa oylamasına katılmamış, ardından Tebriz'de resmi daireler işgal edilmiştir. İran yetkilileri isyanı Türk önderlerinin telkin ve desteği ile ancak bastırabilmiş, duruma hakim olunca da Mehdi Bazargan ve Ayetul1ah Şeriat Medari gibi Türk asıllı devlet adamlarını devre dışı bırakmışlardır.

Şahlık döneminde Türkçe yayın ve eğitim yasaklanmıştı. Bu dönemde Güney Azerbaycan'da iki defa Türkçe'nin eğitim dili olması için teşebbüse geçilmiştir: Birincisinde Aralık 1920'de Şeyh Muhammed Hayabani'nin Güney Azerbaycan'da kurduğu Azadistan Cumhuriyeti'nde resmi dilin Türkçe olduğu ilan edilmiş ve Türkçe eğitime başlanmıştır. Ancak 1 Eylü1 1921'de, daha bir yıl dolmadan Güney Azerbaycan'daki Türk cumhuriyetine son veri1miştir. İkincisinde 1945 yılında yine Güney Azerbaycan'da Pişevari tarafından bir hükümet kuru1muş, ancak bu milli hükümette 1946'da kanla bastırılarak Türkçe eğitim ve yayına son verilmiştir. Son olarak Şahlığın ilga edildiği 1978 ihtilalinde eğitim dili yine Farsça olarak devam etmekle beraber Türkçe yayın yasağı kaldırılmıştır. Yasağın kalkmasının ardından Türkçe yayınların sayısı birden artmıştır. Son dönemde Güney Azerbaycan'da en fazla tanınan dergilerden biri olan "Varlık" 7 yıldır yeniden yayınlanmaktadır. Türkçe yayının kıtlığı yanında, İran Türkleri'nin Arap harfleri kullanmaları da Türkiye ve BDT ülkelerinde yaşayan Türklerle kuvvetli kültür bağları kuramamalarına sebep olmuştur.

İran Türkleri'nin edebiyatında milli bir halk edebiyatı ile Fars dili ve Edebiyatı'ndan her bakımdan etkilenmiş yazılı bir edebiyat olmak üzere iki ayrı saha görülmektedir. İran'daki yazılı edebiyat "mersiye" ve "mudhike" olmak üzere iki şekilde tecelli etmiştir. Muharrem ayının ilk günlerinde Kerbela şehitleri için yapılan matem törenlerinde okunan mersiyelerin başta gelen şairleri Tebrizli Raci ve Dilsuz'dur. Mudhike denilen hiciv türü şiirler de en az mersiyeler kadar aşırı ifadeler taşımaktadır. Bu türün tanınmış isimleri ise Tebrizli La'li ve Mehemmed Bağır Halhali'dir. Mensur eserlerde de Kerbela faciası gibi konular işlenmektedir. Bu alanda en tanınmış eserler Dahil ve Kumri'ye aittir. 20. yüzyılın başlarında Tebriz'de tamamı Türkçe ve sade bir üslupla yayınlanan "Sohbet", Urmiye'de ise bir kısmı Türkçe yayınlanan "Feryad" isimli bir gazete çıkmıştır. Yine aynı dönemlerde Tiflis'te çıkan Molla Nasreddin ve İstanbul'da çıkan gazeteler Güney Azerbaycan'da ilgiyle takip edilmiştir. İran'da yaşayan Türkler'in Türkiye'ye ilgisi gazete ve dergiyle sınırlı kalmamış, İranlı aydınlardan pek çoğu Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi ve daha sonraki yıllarda Abdülhak Hamit, Şemseddin Sami, Tevfik Fikret gibi Türk aydınlarının eserlerini okumuşlar ve etkilenmişlerdir. Aynı dönemlerde Osmanlı Devleti'ni ve fikir akımlarını yakından takip eden İslamcı düşüncelerin etkisiyle Mirza Ağa Han gibi bazı İranlı aydınlar İranla Türkiye'nin birleşmesini, tek bir idare altında bulunmalarını savunmuşlardır.

Güney Azerbaycan'da Fars dili ve Edebiyatı karşısında uzun yıllar susan Türkçe son dönemde çağdaş Türk edebiyatlarının en büyük şairlerinden biri olan Şehriyar'ı (1904/5-1988) yetiştirmiştir. Şehriyar'ın tam adı Doktor Seyyid Mehemmed Hüseyin Tebrizi Şehriyar'dır. Bunlardan Mehemmed Hüseyin şairin adı, Behçet Tebrizi soyadı, Behçet aynı zamanda ilk mahlası, Seyyid peygamber soyundan geldiği için lakabı, Doktor tıp fakültesinde okuduğu için bir hitap sözüdür. En fazla tanınan Şehriyar adı ise şairin en son mahlasıdır. Şehriyar, bu mahlasını İran'daki eski bir geleneğe uyarak Hafız Divanı'ndan fal açarak tespit etmiştir.

Şairin doğum tarihi ve ilk tahsil yılları hakkında birbirinden farklı görüşler bulunmaktadır. İlk tahsilini Tebriz'de değişik medreselerde ve özel dersler almak suretiyle tamamlamış, liseyi Tahran'da okumuştur. Tahran'da tıp fakültesine kaydolmuş, fakat sevdiği Süreyya adlı kız yüzünden Tahran'ı terk etmek zorunda kaldığından tıp tahsilini tamamlayamamıştır. Arapça, Farsça ve Fransızca bilen Şehriyar'ın Farsça şiirleri dört ciltlik divan ve iki ciltlik külliyat halinde basılmıştır. İran Edebiyatı'ndaki yeri dolayısıyla birinci dereceli Maarif nişanıyla taltif dilmiş, Tebriz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin en büyük amfisine ve Tebriz'deki okullardan birine onun adı verilmiştir. Rivayete göre Şehriyar'ın annesi oğlunun Fars diliyle yazdığı şiirlerin şöhretini duyunca, "Oğlum sana büyük şair olmuşsun diyorlar, lakin ben o dili anlamıyorum: benim dilimle de bir danış ki oğlumun nece büyük şair olduğunu ben de bileyim." der. Şehriyar annesinin bu dileği üzerine Heyderbaba'ya Selam şiirini yazar.

Şehriyar'ın sanat hayatı, ömrünün Önemli dönüm noktalarına göre beş safhaya ayrılarak incelenmektedir. 1929 yılına kadar şair daha çok sevgi konularını işlemiş, ancak bu sevgi aşkla sınırlı kalmamış, vatan, millet, insan, tabiat ve hayat gibi alanlara da yönelmiştir.

1929-1939 yılları arası şairin en bunalımlı yıllarıdır. İlk aşkı Süreyya'dan ayrılması, Tahran'dan sürülmesi, memuriyet hayatındaki tayin ve geçim sıkıntıları, babasını kaybetmesi şairi karamsar ve kötümser yapmıştır. Şehriyar bu döneminde şiirden ve musikiden uzaklaşmış, tasavvufa yönelmiştir.

1939-1950 yılları şairin en verimli dönemi olmuştur. Bu dönemde milli konulara ve dünya meselelerine yönelmiş, Azerbaycan ve "Azerbaycanıma" adlı eserlerini vermiş, Alman vahşetine karşı Stalingrad'da savaşanları övmüş, buluşundan dolayı Einestein'a hitaben övücü şiirler yazmıştır.

1950-1972 yılları arasında Şehriyar'ın hayatında önemli olaylar olmuştur. Annesi ölmüş, evlenmiş ve özlemini duyduğu Tebriz'e yerleşmiştir. Bu döneminde Şehriyar Türkçe, "1.Heyderbaba'ya Selam" (1954), "2.Heyderbaba'ya Selam" (l964), "Türk'ün Dili" (1969), "Memmed Rehim'e Mektup" (1967), "Sehendim" (l967 ?-1970 ?); Farsça olarak da "Gecenin Efsanesi" ve "Mumya" şiirlerini yazmıştır.

1972-1988 yılları arasındaki son dönemin en dikkati çeken özelliği Türkçe şiirlerin sayısının artmasıdır. 1979 Martından itibaren Varlık dergisinin pek çok sayısında Şehriyar'ın Türkçe şiirleri yayınlanmıştır.

Şehriyar, kendisini romantik ve gerçekçi bir şair saymıştır. Romantizmin konuyu ayrıntılı ve açık, gerçekçiliğin ise hayatı az, öz, çok taraflı ve objektif aksettirdiğini savunmuştur. Az sözle derin ve yüksek fikirler ifade etmenin sanatkarın yeteneğini gösteren başlıca unsurlardan biri olduğunu söylemiştir. Bu sebeple şiirlerinin konusunu gerçek hayattan almış, halkın anlayabileceği sade ve tabii bir dil kullanmıştır. Kelime hazinesi geniş olan şair, deyimlere de geniş yer ayırmıştır. Kuzey Azerbaycan'da ve Türkiye'de çok sevilen şairin, "Türkiye'ye Heyali Sefer" adlı eserinden İstanbul'a ve Konya'ya hayranlık duyduğu, Akif ve Yahya Kemal'i beğendiği anlaşılmaktadır. Şehriyar, pek çok şiirinde Türkiye Türkçesi'ne has kelimelere ve söyleyiş şekillerine yer vererek Türkiye'deki kültür hayatını yakından takip ettiğini ortaya koymuştur. Fiil ağırlıklı bir anlatıma baş vuran şair, halk edebiyatındaki akıcı ve sade üslubu başarıyla kullanmıştır. Tar çalan ve musiki ile yakından ilgilenen Şehriyar dilin ahenginden ve kelimelerin musikisinden ustaca faydalanmış, hece ve aruz ölçülerini ayırd etmemiştir. Türk Edebiyatı'nın en büyük şairi olarak Fuzuli'yi kabul eden Şehriyar, kendini de zamanının Hafızı olarak görmektedir. Şehriyar'ın Türkçe eserleri şunlardır: "1.Heyderbaba'ya Selam" (1954), "2.Heyderbabaya Selam" (1964), "Türk'ün Dili" (1969), "Memmed Rehim'e Mektup" (1970-1971), "Sehendim" (1970), "Behçetabat Hatırası", "El Bülbülü", "Süleyman Rüstem'e Cevaplar", "Dövünme ve Sevinme", "Tersa Balası" ve "Naz Eylemişsin"'dir.

Heyderbaba'ya Selam şiiriyle Türkiye'de de yakından tanınmış, bu eseri bir kaç kez yayınlanmış ve Muharrem Ergin'in "Azeri Türkçesi" (İstanbul,1971) adlı eserinde dil bakımından incelenmiştir. Ahmet Ateş'in, Yavuz Akpınar'ın ve Fethi Gedikli'nin Türkiye'ye tanıttığı Şehriyar, şüphe yok ki dünya çapında bir şairdir. Firdevsi'nin Arapça'ya teslim olan Farsça'yı Şehnamesiyle dirilttiği gibi, Şehriyar da İran'da Farsça karşısında yok olmaya yüz tutan Türk dilini Heyderbaba'ya Selam şiiriyle ebediyen ayağa kaldırmış ve başını göklere ağdırmıştır.

"Sazımın Sözü" adlı eseriyle Dede Korkut Hikayeleri'ni nazma çeken Sehend (1926-1979)'in asıl adı Bulud Karaçorlu'dur ve Meraga'da doğmuştur. Soyadı Karaçorlu Türkleri'nden gelmesi ile ilgilidir. Sehend üst düzeyde bir eğitim almamış, kendi kendini yetiştirmiştir. Ticaretle uğraşan ve tekstil fabrikaları sahibi olan şair ömrünün son yıllarında Nesimiyle ilgileniyordu. Dede Korkut'u nazma çekmesinin sebebi, halkına şerefli geçmişini göstermek ve milli şuur ve benliklerini diri tutmaktı. Toplam 6.460 mısra olan Sazımın Sözü, Kuzey Azerbaycan'da ve Türkiye'de yayınlanmıştır. Sehend'in diğer İranlı Türk şairleri gibi, Farsça yazdığı eserleri de vardır ve şair bu eserlerinde de başarılı kabul edilmektedir.

İstanbul Üniversitesi'nde Coğrafya Bölümü'nde okuyan ve 7 yıl İstanbul'da kalan Habib Sahir (1903-1985) Servet-i Fünun topluluğunu, özellikle de Celal Sahir'i çok beğenmiş ve Sahir adını da ondan almıştır. Bir süre İstanbul'da ve daha sonra uzun yıllar İran'da coğrafya öğretmenliği yapmış, İran'daki ilk öğretmenlik yıllarında derslerde Türkçe konuştuğu için bir çok yere sürülmüştür. Ancak o 1941'de Kuzey Azerbaycan'dan gelen yazar ve şairlerin çıkardığı "Veten Yolunda" adlı gazetede başladığı yazarlık ve şairlik hayatını "Şafak", "Azerbaycan", "Azad Millet", "Yeni Şafak" gibi gazete ve dergilerde sürdürmüş, "Lirik Şiirler", "Kövşen", "Seher Işıklanır" adıyla üç tane kitap yayınlamıştır. Türk dilini, kültürünü ve İran'daki Türk varlığını ömrünün sonuna kadar savunmuştur.

Azerbaycan'daki Azadistan Hareketi'nin öncüsü olan Şeyh Muhammed Hıyabani'ye bir mersiye yazmış ve bir Türk olan Mirza Tağıhan Rıfat'ın Azerbaycan, hatta İran şiirini Divan Edebiyatı'nın dar kalıplarından kurtardığını, yeni şiir anlayışının kurucusu olduğunu söylemiştir. İstanbul'u yer yüzü cenneti olarak gören Sahir şiirlerinde ve yazılarında hep İstanbul'u anlatmıştır. Sahir'in son büyük hizmeti, ilk defa İran'da Farsça olarak bir şiir antolojisi yayınlamasıdır. Bu eserde Orhun Yazıtları'ndan başlayıp günümüze kadar gelen Türkiye ve Türkistan yazar ve şairlerinden örnekler sunulmuştur.

Hasan Mecitzade Savalan, 1940 yılında Erdebil'e bağlı Nir Kasabası'nda doğmuştur. Çocukluk yılları Türkçe'nin yasaklandığı ve sürgünlerin yaşandığı zulüm yıllarına denk geldiğinden çok küçük yaşlardan itibaren büyük sıkıntılar yaşamıştır .İlk edebi çalışmaları Kuzey Azerbaycan Edebiyatı'ndan 1955'te yaptığı aktarmalardır. 1960-61 yıllarında kendi şiirleri ile birlikte Azerbaycan türkülerini toplayıp iki cilt halinde yayınlamıştır. Türkçe yazdığı için Apardı Seller Sara'nı adlı eserine şahlık devrinde 12 yıl boyunca izin verilmez. 1978'de yayınlanan bu eser, Türkiye Türkçesi'ne de aktarılmıştır. Savalan, 1979 yılından beri Varlık dergisinde şiirler yayınlamaktadır Savalan'ın şiirlerinde aşk. dil, vatan ve insan sevgisi işlenmektedir.

Samed Behrengi (1938-1968), öğretmen okulunu bitirmiş, köyler de öğretmenlik yapmış ve daha sonra İngiliz Filolojisi'nden mezun olmuştur. Çocuklar için 12 hikaye yazmış ve bunlar eleştirmenlerce oldukça başarılı bulunmuştur. Behrengi'nin hikayeleri dışında üçü Azerbaycan folkloru, üçü eğitimle ilgili altı eseri daba bulunmaktadır. Türkiye Türkçesi'nden Farsça'ya Farsça'dan Türkiye Türkçesi'ne tercümeleri de bulunan yazarın eserlerinin çoğu Farsça yazılmış ve hikayelerinde sosyal tenkide yer verilmiştir.

Türkiye'de ilk tanınan Güney Azerbaycanlı şair olan Ali Tebrizi, Türkçe yayının yasak olduğu yıllarda milli konularda yazdığı şiirleri elden ele dolaşmış ve "Behey Tehranlı" diye başlayan şiiri oldukça ilgi çekmiştir. Yahya Şeyda, yayınladığı Türkçe gazeteler, dergiler ve kurduğu Edebiyat Ocağı ile İran'daki Türk Edebiyatı'nı canlı tutmaya çalışmıştır. Mir Mehdi İtimad, Türkçe şiirleri ile tanınan bir başka şairdir. Güney Azerbaycan'da "Varlık" dışında "Erk", "Dede Korkut", "Güneş", "İnkılab Yolunda", "Ülker" dergileri çıkmıştır. Güney Azerbaycan Edebiyatı'nda dergiler kadar edebiyat antolojileri de çok önemli bir yere sahiptir. Bunların başlıcaları 85 şairin ve 313 şiirin yer aldığı "Şairler Meclisi" (1947), 15 şair ve 46 şiirin yer aldığı "Seçilmiş Türki Şiirler" (1978), Çocuklar için hazırlanan "Uşaglar Bağçasında Gönçeler" (1979), "Edebi Yapraklar" (1979), 26 şair ve ve 55 şiirin yer aldığı "Dostlar Görüşü" (1980), 22 şair ve 48 şiirin yer aldığı "Dan Ulduzu" (1980), 14 şiir, 3 makale ve 1 masalın yer aldığı "Çiçekler" (1981), 170 şair 366 şiir ve Kuzey Azerbaycan'dan biyografileri ile birlikte 24 şair ve 83 dörtlüğün yer aldığı "Edebiyat Ocağı" (1985)'dır. Edebiyat Ocağı'nda şiirleri yayınlanan şairlerden biri olan Feridun Hasarlı'nın eserlerinde Güney Azerbaycan'da son yıllarda giderek yaygınlaşan Kuzey Azerbaycan ilgisi dikkati çekmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sanlıurfaocak.hareketforum.com
 
Azerbaycan Cumhuriyeti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hakas Cumhuriyeti
» Saha Cumhuriyeti
» Tataristan Cumhuriyeti
» Nahcivan Cumhuriyeti
» Gagauz Cumhuriyeti

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: ŞanlıUrfa Ülkü Ocakları Forum Sitesi :: Türkiyeden Haberler :: Türk Elleri-
Buraya geçin: